Sevgili Ecem ve Arda’nın günü Aralık güneşiyle başladı. Yağmurlu bir hava istiyorlardı aslında ve istedikleri de oldu : ) Öğleden sonra hava yavaş yavaş kapandı ve ardından da yağmur başladı. Sıcacık renklerle ve ışıklarla döşenmiş evin manzarası, sonbaharı pas geçmiş bir yeşile bakıyordu. Dostlar da katıldıkça ev daha da renklendi. Hava da tam umduğumuz gibi, evdeki bu mat ışıltıya fon olacak kıvama gelmişti. Ne de olsa Aralık ayının ortasında, en sıcak buluşma için tasarlanmıştı tüm detaylar.
Aslında yalnızca günün en tatlı anlarını bir kısa filmde buluşturmak için oradaydım bu sefer; ancak tabi yine dayanamadım ve en sevdiğim işe, fotoğrafa da zaman ayırdım. İyi ki yapmışım diyorum şimdi fotoğrafların arasında gezerken.
Arda’nın annesinin hazırladığı tatlı minik evleri sakın es geçmeyin. Gerçekten bayıldım. Bir de o kırmızı minik bileklikler, uçlarında birer kalp ve anahtar… Günün en zarif özeti gibiydi tüm bunlar.
O kadar güzeldiniz ki… O tatlı telaş içinde, tüm aile, arkadaşlar ve harika çiftim; nikah gününün en keyif veren rolleri sizdeydi. Bu fotoğrafları anlamlı kılan, bir belgesele çeviren içtenliğiniz için teşekkür ederim.
Robin, Berlin ve Nora’ya elbette değinmeden bitirmeyeceğim bloğumu. Bu minik çocuklar da süslenip gelmişlerdi şahane akşam için. Fotoğraflarda onların da enerjisinin çok payı var. İyi ki oradaydınız minikler : )
İfadelerin peşinden gittim yine. Tüm hislerin yüzeye çıktığı anları kovaladım ve bu içten fotoğrafları sevgili Ecem ve Arda için yakaladım. Dilerim tadını çıkarın ve hep mutlu olun. Bu özel gününüzde orada, sizinle olmak harikaydı.
Hep diyorum ya; en güzel dekor yaşamın ta kendisi, en güzel kuş o an orada olan ve en güzel ağaç, en güzel aşk, siz de orada olduğunuz için o kareye girmeye bu kadar hevesli. Benim yaptığımsa sadece, fotoğraf için halihazırda istekli bu güzel parçaları cesaretlendirip aynı karede buluşturmak.
Sevgiler,
Cemal Can Ateş